Geçtiğimiz hafta gündeme Boğaz’da villa ve jip haberleriyle girdi Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat.
Akpolat’ın göreve geldiği 14. Ay itibariyle, Beşiktaş’ın kötü haberlerle anılması hiç hoşumuza gitmedi. Okuduğumuz haberler de sonrasında Akpolat’ın yaptığı kamuoyu açıklaması da hoşumuza gitmedi açıkçası.
Olay çok enteresan…
Bunun bir operasyon olduğunu söyleyenler, karalama olduğunu söyleyenler, iktidarın komplosu diyenler, Belediye içerisindeki diğer grupların olayı servis ettiğini söyleyenler, hatta ve hatta parti içi hesaplaşma olduğunu söyleyenler, bu yüzden Kılıçdaroğlu’nun sessiz kaldığını söyleyenler… daha pek çok dedikodu.
Kimse olayın aslını bilmiyor.
Çünkü net bir açıklama yok, iletişim yok.
Olayın aslını bir kişi biliyor; O’da Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat.
Halkla ilişkiler yüksek lisansa başladığım zaman kurumsal iletişim adına ilk öğrendiğim şey; “kurumsal iletişimin olmadığı yerde dedikodular olur” kuralıydı.
Geçmişte Murat Hazinedar da ilk olarak bu tip haberlerle gündeme geldiği zaman yaptığı açıklamalarda; aileden zenginim, siyasi hesaplar, haysiyet cellatlığı gibi benzer dilleri kullanmıştı. Ancak bu yanlış dil görevden alınmasını durduramamıştı.
Çünkü Beşiktaş Halkı yanında değildi.
Seçim zamanı Dikilitaş’ta projelerimi dinlemek isteyen komşularımızın bir araya gelerek beni davet ettikleri ev ziyaretinde bir hanımefendi bana : Kazanırsan evini değiştirecek misin? diye sordu. Bu sorunun kaynağı ise genel olarak siyasetçilerin göreve geldikten sonra evlerini, arabalarını hatta eşlerini değiştirmeleriydi. Mevcut durumumuzdan mutlu olduğumuz ve gerekçelerini açıklayarak vermiştim ama bu soru kulağıma da küpe olmuştu.
Murat Hazinedar giderken halkın yanında durmamasının altında yatan nedenlerden biri de buydu; ŞATAFAT…
Hazinedar’ın görevden alındığının akşamı Belediye önüne Kılıçdaroğlu ve yüzlerce insan geldi. Ancak bunların bir kısmı Hazinedar gitti yerine ben geleyimciler, benim bankamatik yanmasıncılar, zorla getirilen işçiler, bazı emekçiler ve bir kısım örgüt emekçileriydi.
Peki Halk neredeydi? İşte o yoktu…
Hazinedar günah keçisi ilan edilmişti bile. Hazinedar dün günah keçisiydi bugün de hala günah keçisi.
Bu günahların asıl sebebi O’nu dışardan ithal getirip havadan Beşiktaş Belediye Başkanı olmasını sağlayanlardan başkaları değildi ama halk buna böyle bakmazdı, bakmıyordu da…
Aksi olsa, 1500 kat vergi yükü bindiren PARTİ’ye bir daha oy verir miydi?
RIZA AKPOLAT GÜNAH KEÇİSİ OLMADAN İYİ NİYETLİ TAVSİYELER
◦ CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu, her fırsatta Ak Parti ve Tayyip Erdoğan’ı israfla, şatafatla eleştirirken, Partinizin eleştirdiği konularla sizin gündeme gelmenizin mantıklı bir tarafı yoktur. Söylemlerle eylemlerinizin bir olması gerekir.
◦ İstanbul’u İmamoğlu kazanmış ve her yerde israftan söz ederken hem kendiniz hem de partinizin ikbali için mütevazi olmak, tasarruflu ve üretken belediyecilik anlayışında olmak zorunda olduğunuzu unutmayın.
◦ Beşiktaş’ta dışardan aday gelse bile en yüksek oyu alır, biz ne yaparsak yapalım gene CHP kazanır diye düşünmeyin. İnsanlar inandıkları müddetçe başkalarıyla yol yürürler.
◦ Seçimlerden önce vadettiğiniz gibi Beşiktaş’ı Beşiktaşlılarla birlikte yönetin. Dışardan partili, mezhepçi yönetici, müteahhit, STK ithalatını bırakın.
◦ Açıklamanızdan çıkarılan sonuç: “benim babamın parası var, benim de param var istediğimi yaparım” dilini bırakın. Eğer bu dil sizin değilse size bunu yayınlatan kişi kim ise o’nu işten kovun.
◦ Boğaz’a nazır villaya site demek yerine halk gibi konuşun, düşünün ve yaşayın.
◦ Villayı ailemin güvenliği için kiraladım derken, Beşiktaşlıların güvenliği için ne yapıyorum diye düşünün.
◦ Villa ve jiple ilgili hertürlü evrakı kamuoyuna açıklayın böylelikle insanlar evet bu adam bir hata yaptı ama kendi parasıyla yaptı diyebilsin.
◦ Jipi de villayı iade edin, kamuoyu karşısında geri adım atmak sizi büyütür, zira zararın neresinden dönülürse kârdır.
◦ En önemlisi, bu işi kamuoyuna sızdıranları ortaya çıkarın. Size villanın anahtarını kim getirdiyse işe ondan başlayın. Beşiktaşlılara kim olduklarını açıklayın. Bunları yaparsanız Parti zarar görür diyenleri dikkate almayın, onlar düzenin devam etmesini isterler. Yarın görevden alma gibi bir durum karşısında günah keçisi siz olursunuz.
◦ Bu olayda gördük ki kendi medyanızı oluşturmanız bir işe yaramıyor. Yandaş anlayışını bırakıp herkese eşit mesafede olun.
◦ Ve dahası…
◦ Ya da bunları yapmak yerine aynı şeylere devam edin, tercih sizin.
Bizler sonuç olarak Beşiktaş’ın hep başarılı projelerle gündeme gelmesini, herkese nasip olmayan makam olan Beşiktaş Belediye Başkanlığı’nın da başarılarla anılmasını isteriz.
Çünkü biz Beşiktaşlıyız. Aslolan Beşiktaş’tır
SERDAR ASLAN