• Pts. Nis 22nd, 2024

İSTANBUL’UN HANGİ SEMTLERİ TEHLİKEDE?

ByTv Beşiktaş

Eyl 30, 2019

Büyük İstanbul depremiyle ilgili korkutan yazı! İstanbul’un hangi semti tehlikede? İşte büyük depremde yıkılacağı ön görülen ilçeler…
Ekşi Sözlük’ün mühendis yazarlarından olan ve bir süredir bir kentsel dönüşüm firmasında çalışan bayermuhen kullanıcı adlı yazar, İstanbul’da deprem için en riskli bölgeleri ve binalarla ilgili teknik özellikleri EkşiSözlük okurlarına aktardı.

İstanbul’un pek çok bölgesinde binaların sağlamlık raporlarını hazırlayan bayermuhen “Durum hiç iç açıcı değil” diye yazdı.

Özellikle 2001 öncesinde yapılan binaların büyük risk barındırdığını belirterek, “Depremin merkez üssü elbette Adalar olacak” dedi.

“GELELİM DEPREM İÇİN EN RİSKLİ BÖLGELERE”

Zemin açısından da en tehlikeli kısım Pendik e-5 ile sahil arasından başlayıp Küçükçekmece e-5 altına kadar olan kısım. İlginçtir en eski binalar da burada. Ve yine çok enteresan ki nüfusun ciddi bir kısmı burada yaşıyor. Bu hatta pek çok binayı incelemiş biri olarak en çok can kaybı olacak yerleri şöyle sıralayabilirim.

1996 öncesi binalar için söylüyorum:

  • Kartal e-5 altı, binanın çöktüğü yer, hem betonlar kötü hem hepsinde kaçak kat var eski binaların atalar, petroliş mah vs.
  • Maltepe e-5 altı, çarşı, dragos civarı. Çınar Mahallesi.
  • Pendik çarşı.
  • Kadıköy moda, Yeldeğirmeni’ndeki eski binalar, Bostancı ve Göztepe bölgesindeki 8-10 katlı 1990 öncesi yapılan binalar.
  • Üsküdar’da birbirine bitişik, sahile yakın, 1970’li 80’li yılların binaları.
  • Fatih, Zeytinburnu komple.
  • Bakırköy’ün eski binaları.
  • Beşiktaş’ın Sabancı Anadolu Lisesi – sahil arası kısmındaki eski dökük binalar.
  • Ümraniye çarşıdaki 1980’li yılların binaları. Ümraniye çarşı burada sahile yakın olmayan tek mahalle. İstisna olarak 1980 öncesinde Ümraniye’de su yoktu. Binaların betonları sulanmadı. O döneme ait bölgesel bir sorundu bu. Ve binalar hala ayakta. Depremde pek şansları yok.

Genel olarak en çok zarar görecek muhitler buralar. Dediğim gibi bu bölgelerin fay hattına çok yakın olması, zemininin kötü olması ve binaların yapıldığı dönemlerle ilgili sorunların olması bana bu listeyi yaptırttı.

Aslında sorunun tamamı 1999 depremi öncesi depremle ilgili uygulamada bir yönetmelik olmaması

Yaşı 30’dan büyük olanlar bilir, eskiden “bu bina kaç kat kaldırır?” gibi bir tabir vardı. Bugün bu tabir yok. O zaman olmasının sebebi biz küçükken binalar depremde hasar almamaya değil, kat kaldırmaya göre yapılıyordu. Yani bina ayakta dursa yeterdi. Ve ayakta duracak kadar güçlü idiler. Bu sadece ayakta durmaya göre tasarlanmış yapılar İstanbul’da nüfusun çoğunluğuna ev sahipliği yapıyor. O yıllarda denetleme de yoktu. İstediğin kadar kat çıkıyordun.

Türkiye’de yapı mühendisliği için 2001 milattır. 2001’de nervürsüz demir yasaklandı, hazır beton olmayan elle karma beton kalmadı. Temeller radyeye döndü. Yapı denetim kanunları ortaya çıktı ve uygulanmaya başladı. Bu zamandan sonraki binalar gerçekten çok iyi. 1996 ile 2001 arası ise geçiş süreci. 1996 öncesi hazır beton ve nervürlü demir yoktu. Bu 5 yılda yapılan binalar idare eder. Fakat 1996 öncesi binalar ne idüğü belirsizdir. 1985 öncesi yapıların ise hiç şansı yok denebilir. 1990 öncesi binanın betonu asla ve asla c12’yi geçmez mesela İstanbul’da. En kralı 14lük demirle yapılmıştır. Her kolonda en fazla 6 demir vardır. Kartal’da çöken binanın betonu c14 geldi. Varın siz hesaplayın durumu.

Size tavsiyem, yeni ve iskânlı binalara taşınmamız

Üç kuruş fazla verin, kafanız rahat olsun. Çünkü siz kendi başınızın çaresine bakmazsanız, siz kendinizi düşünmezseniz maalesef bir istatistik oluveriyorsunuz. Sizi sizin yerinize düşünmek için ayda 50 bin tl maaş alan adamlar takdir-i ilahi deyip geçiyor. Bu ülkede yaşamak istiyorsanız hem doktor hem polis hem de mühendis olmak zorundasınız.

Şunu asla unutmayın: 1999 depremi olduğunda deprem bölgesinin 1 saat uzağında İstanbul gibi hastane, ambulans, asker-memur, iş makinası dolu mega bir kent vardı ve bu kent, depremzedeleri kurtardı. Peki, İstanbul’u kim kurtaracak?